1640 Yılında Revan Nahçıvan ve Tebriz Yolculuğu

0
59

Elçilik Görevi ve Hazırlıklar

Hakir, gümrük kâtibi olduğundan dolayı, tüccarların Osmanlı gümrüklerine gelmesi için görevlendirilmişti. Tebriz Hanı’na mektup götürmesi için kendisine kıymetli hediyeler hazırlandı. Bu hediyeler arasında mücevher koşumlu bir at, yelkendez çullu bir küheylân at, sultanî mendiller, inci tesbih ve bir çift çârkab tirkeş (okluk) vardı. Hediyeler, Tebriz Hanı elçisi Seyf Ali Han aracılığıyla teslim edildi.

Paşa efendimiz, “Evliyâm size Allah emaneti olsun” diyerek hakire dua ve vasiyette bulundu. Ardından, “Bu tarafta gümrüğümüze kervanlar gönderesiniz” diye mektuplar verildi. Ayrıca hakire bir kese harcırah, değerli bir elbise ve on bir hizmetçi tahsis edildi. Her ocaktan gelen adamlarla birlikte toplam 45 kişi olduk. Paşa efendimiz ve dostlarla vedalaştıktan sonra Allah’a güvenerek Revan ve Nahçıvan tarafına yola çıktık Mekü Kalesi ve Olaylar.

Araş Nehri Kıyısındaki İlk Duraklar

1640 yılının bir ayında Araş Nehri kıyısından doğuya doğru ilerledik. İlk durak Yaylacık Köyü idi. Avnik Kalesi hükmünde sayılan bu köyde halkın yarısı Ermeni, yarısı Müslümandı. Mahmudî Kürtlerinden oluşan köyde bir cami bulunuyordu.

Oradan yine Araş Nehri kıyısıyla doğuya giderek Baruthane menziline ulaştık. Burası üç yüz haneli, yeşillikli ve otu bol bir yerleşim yeriydi. Toprağından güherçile çıkarıldığı için “Baruthane” adı verilmişti. Şuşik Kalesi büyüklüğünde bir dere kenarında konumlanmıştı.

Düşkaya ve Çağla Gorna

Yolculuğumuz dokuz saat daha sürdü ve Düşkaya Kenti’ne vardık. Ancak kent harap haldeydi. Burada “Avih Deresi” denilen tatlı suyun kenarında çimenlik ve lalelik bir ovada çadırlarımızı kurduk, eğlenceler tertip ettik.

Oradan yine doğuya on iki saat giderek Çağla Gorna Köyü’ne vardık. Burası mamur bir köydü. Halkı tamamen Şuşik Kürtlerindendi. Şuşik Kalesi sol tarafımızda sarp kayalar üzerinde görünüyordu. Bizi karşılamak için yedi selam topu atıldı, yeni bey tarafından yiyecek ve içecek hediyeleri gönderildi. Bu noktada Revan Hanı Elçisi Kasım Han ile Niksarlı Kilarcı Veli Ağa Van tarafına gittiler Daily Sofia Tour.

Nahçıvan Yolu ve Karış Kalesi

Biz ise Nahçıvan elçisiyle beraber sağ tarafa, dağların arasındaki yola yöneldik. Doğuya doğru nice yaylalar, bağlar ve bahçeler aşıp on üç saatte Karış Kalesi’ne ulaştık.

Karış Kalesi, Acem ülkesinin başlangıcı sayılıyordu. Kale, Timur oğlu Şahruh Han tarafından yapılmış, daha sonra Azerbaycan Sultanı Uzun Hasan’ın hükmüne girmişti. Bugün ise Revan toprağına bağlı Azerbaycan şehirlerinden biriydi.

Kale yüksek bir tepe üzerinde, kartal yuvasını andırır şekilde göğe uzanıyordu. Dörtgen biçimli taş yapısıyla Ferahâbâd Kalesi gibi sağlam ve süslüydü. Tamamen taştan inşa edilmiş bu kale hem estetik hem de dayanıklı bir yapıydı. İçinde bin diz çöken tülüngü askeri bulunuyordu.

Bu yolculuk sırasında Osmanlı heyeti, Revan, Nahçıvan ve Tebriz yollarında hem köyleri hem kaleleri gezip gördü. Baruthane’den Çağla Gorna’ya, Düşkaya’dan Karış Kalesi’ne kadar her yerde farklı halklarla karşılaşıldı. Bu gezi, Osmanlı’nın doğudaki ticaret yollarını ve diplomatik ilişkilerini canlı tutmak için ne kadar büyük önem verdiğini göstermektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz