Dulkadirli Yeraltı Şehri

0
118

Köylülerin bir zamanlar tavuk kümesi olarak kullandığı, definecilerin tahrip ettiği Dulkadirli Yeraltı Şehri’nin 2. katı ve 60 odası ortaya çıkarıldı. Eseri ortaya çıkaran Dulkadirli Belediye Başkanı Selçuk Dulkadiroğlu, bölgenin turizme kazandırılması için çağrıda bulunuyor…

Dulkadirli, Kırşehir’e bağlı bir belde. Kısa bir zaman önce köy olan Dulkadirli’nin aslında bilinen Orta Anadolu köylerinden farkı yok. Tavuklar, horozlar, çamur sıvalı evler, tozlu yollar ve beldeyi çevreleyen kıraç topraklar… Tüm bunların yanında Dulkadirli’de değişen bir şey var… Önceden muhtarlık olan belde belediyeye dönüşmüş. Türkiye ve Almanya’da Türkçe öğretmenliği yapmış, bir İrlanda üniversitesinde Türkoloji Kürsüsü kurmuş Selçuk Dulkadiroğlu, daha sonra baba ocağına dönmüş ve, “Bu işi ancak sen yürütürsün” ısrarlarıyla memleketinin belediye başkanı olmuş. İngilizce ve Almanca bilen, üniversite mezunu Dulkadirli Belediye Başkanı Dulkadiroğlu için doğduğu topraklar her şeyin üstünde. “Tilkinin 100 fıkrası varmış, 99’u tavuk üzerineymiş” diyerek, Dulkadirli’nin kendisi için her şey olduğunu belirtmeye çalışıyor…

Ona da deli demişler

Dulkadirli’nin Belediye Başkanı’nı tek bir sözcükle tanımlamak zor. O; coşkulu, heyecanlı, dürüst bir yürek. Neşesi de dışında, öfkesi de. Kazı çalışmalarıyla ilgili en küçük bir gelişim çocuk gibi sevinmesine, çığlıklar atmasına neden oluyor… Topraklarını inanç turizmine açan ve bunun sıkıntısını çeken Anadolu’nun öncü yerel yöneticileri gibi ona da “deli” demişler. Şöyle anlatıyor hemşehrilerinin ilk duygularını Dulkadiroğlu: “Vatandaşlar önce güldüler, alay ettiler, espriler yaptılar. Birisi diğerine, ‘Rüyamda senin evin köşesinde bir taş gördüm’ deyince, öbürü ‘Aman, o deli Başkan duymasın, orayı da kazar’ diye takıldılar. Yani önce garip karşıladılar, sonra baktılar ki güzel bir iş başarılıyor… Yavaş yavaş daha iyi anlayacaklar buranın kıymetini travel bulgaria.

Şu anda kazı işlerinde 20 kişi çalışıyor. 20 aile ekmek yiyor buradan. Sigortaları yatıyor. İnanç turizmine giden yolu açacak kazı çalışmaları bile insanımıza ekmek kazandırıyor… Yarını siz tahmin edin…”

Her şey Dulkadirli için

Anadolu misafirperverliğinin sıcaklığı ile karşılandığımız beldede bir süre dinlendikten sonra. Yeraltı Şehri’ne gittik. Bir hayalin peşine düşüşün öyküsü karşımızdaydı. Yöre halkının bezir- hane, in, mağara, kervansaray olarak adlandırdığı Dulkadirli Yeraltı Şehri’ne girildiğinde içeride bir başka dünyanın günyüzüne çıkışına elleriyle katkı sağlayanların inanılmaz sevinciyle karşılaştık. Mağaranın fotoğrafı yavaş yavaş fluluktan kurtulup netliğe kavuş-maya başlamış. Hayatlarında ilk kez bir arkeolojik çalışmada yer alan belediye işçileri de beldelerinin kaderini değiştirecek çalışmanın heyecanı içindeler. TÜRSAB ta-rafından sağlanan imkanların hepsinin üzerine Birlik’in amblemini asmışlar. Öyle vefakarlar ki… Öyle açıklar ki… Duygularını hiç çekinmeden ifade edebiliyorlar… Hemen çay demliyorlar. Çay keyfi eşliğinde koyu sohbette sıra Belediye Başkanı Dulkadiroğlu’na geliyor…

Tavuk kümesinden gerçeğe

Selçuk Dulkadiroğlu, adının “deli”ye çıkmasına neden olan olayın hikayesini anlatıyor büyük bir heyecanla: “Çocukluğumuzda körebe oynardık, ama, sadece bir ufak gözü açıktı buranın. Köpekler yavru yapardı orada. Saklambaç falan oynardık ama korkardık. Ben yurt- dışına gittikten sonra buranın önemini anladım. Orada anladım bizim tarihi eserlerimizin kıymetini. Evet burası bir zamanlar köylüler tarafından tavuk ve fide yetiştirme gibi amaçlarla da kullanıldı. Yöre halkı tarafından ev yapmak için kayalar dinamitlenerek taş çıkarıldı. Defineciler tarafından tahrip edildi. Bu nedenle çok zarar gördü. Mağara tahrip edilirken, büyüğümüz olan Mahmut Dulkadir, ‘Burası bizim tapulu yerimiz’ diyerek fütursuz yıkım, kırım ve yağmaya ‘dur’ dedi.

Ona insanlık adına sonsuz teşekkürü bir borç biliriz… Bölgenin inanç ve kültür turizmi açısından önemini bildiğimizden, mağara diye bilinen, aslında bir yeraltı şehri olan burasını temizleyip, içindekileri günyüzüne çıkarmak için kolları sıvadık. Başvurmadığımız yer kalmadı… Şükür, şimdi Dulkadirli Yeraltı Şehri başta Kültür ve Turizm Bakanlığımız, Kırşehir Valiliği, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, Birleşmiş Milletler Höpürdeterek içilen bir Türk kahvesi, UNESCO ve bilim çevreleri tarafından biliniyor. Bu arada Kırşehir Valisi Sayın Selahattin Hatipoğlu’nun bize verdiği desteği burada zikretmeden geçemeyeceğim. Değerli Valimiz Selahattin Hatipoğlu’nun cesaret verici yardım ve desteklerini de alarak, TÜRSAB ile de ilişkiye geçtik.

Değerli turizmci Mustafa İnaltekin vasıtasıyla TÜRSAB Başkanı Sayın Başaran Ulusoy’u Dülkadirli’ye davet ettik. Sayın Başkan, Danışmanı Arzu Çengil Hanım’la geldiler, gördüler ve mütevazı imkanlarımıza bizim için inanılmaz katkılar sağladılar; önümüzü açtılar. Dulkadirli Yeraltı Şehri yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Eserin, 2. katına ve 60 odasına ulaştık. Buraların temizliği de bitti. Odaların dizaynı mimar ve mühendisleri şaşırtıyor. Daha birçok katına ve yüzlerce odasına, yeraltı galerilerine, gizli ge-çitlerine henüz ulaşılamadı. Yeraltı Şehri’nin bulunduğu Dulkadirli, antik bir bölge. Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA) ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nin yaptığı sismik araştırmalar sonucu Yeraltı Şehri’nin, beş katlı olduğu ve 130 metre doğuda bulunan ikinci yeraltı şehriyle bir dehlizle bağlantısı olduğu ortaya çıktı. Yürütülen çalışmalar ilerledikçe iş büyüyecek. Bana göre dünyanın 8. harikasıyla karşı karşıya kalacağız. ”

Dulkadirli’de kayıp ve ayıp

“Bu bölgede, ‘Güzel Atlar Ülkesi’ olarak da tanımlanan Kapadokya Krallığı (M.Ö. 332-M.S. 18) ile Hitit imparatorluğu (M.Ö. 1650-1200) hüküm sürmüş. Bunun yanın-da Hıristiyanlığın yasaklı döneminde sığınma, savunma, barınma, korunma yeri olarak da kullanıldığı arkeologlarca tespit edildi. Dulkadirli Yeraltı Şehri, sıradan bir yerleşim değil, bir döneme damgasını vurmuş uygarlığın yaşadığı ‘yeraltı şehir sitesi’ olduğu tahmin ediliyor. Planlı iç ve dış mimarisinin yanında inşaası, insan emeği ile özene bezene yapılmış. Bir Alman turistin dediği gibi, ‘Burası başka bir dünya, ayrı bir gezegendir’.

Artık tahrip ve boşvermişlik dönemi bitti. Bölgenin önemi anlaşılmaya başlandı. Beldemizin yetiştirdiği değerli insan Musa Tuncay, daha şimdiden yeraltı şehrinin tanıtımını sağlamak için albüm çalışmalarına başladı. TÜRSAB Başkanı Sayın Başaran Ulusoy’un dediği gibi ‘Dulkadirli Yeraltı Şehri’ni görmemek büyük bir kayıp, görüp de ilgilenmemek büyük bir ayıptır’…

Öncülerin hayalleri büyüktür… Kırşehir İl Genel Meclisi toplantısını beldesinde yaptırtan Dulkadiroğlu, “Zahide türküsünden ilham, Zahide adlı TV dizisi burada çekilecek. Bir Bakanlar Kurulu toplantısını da burada yaptırırsak tanıtımımız açısından çok iyi olacak” diyor… Dulkadirli Yeraltı Şehri için “Kapadokya’nın gizli kapısı1’ diyen Başkan galiba haklı çıkacak, burası belki de “Kapadokya’nın Büyük Kapısı” olacak!…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz