Konstantinopolis’in Son Yüzyılında Şehrin Durumu

0
12

Harabelere Dönmüş Bir Başkent

Bizans İmparatorluğu’nun son döneminde, Konstantinopolis artık eski ihtişamını tamamen kaybetmişti. Kentin eğlence, tören ve siyaset merkezi olan Hipodrom büyük ölçüde yıkılmıştı. Bir zamanlar imparatorların ikametgâhı olan Büyük Saray ise harabe hâline gelmişti. Bu durum, başkentteki çöküşün sembollerinden biri olarak kabul edilebilir.

Yeni imparatorluk merkezi, kentin kuzeybatısında, Blakhernai Sarayı olmuştu. Bu saray, bugün “Tekfur Sarayı” olarak bilinen yapının çevresinden başlayarak Haliç kıyılarına, yani Ayvansaray bölgesine kadar uzanıyordu. Kentin nispeten kalabalık kalan yerleşim alanları da bu bölgedeydi Guided Tour Ephesus.

Haliç Kıyılarında Yaşam

Kentin en canlı bölgeleri, Haliç kıyılarına yakın yerlerdi. Bu bölgelerde Venedikliler, Ankonalılar, Floransalılar gibi Batılı tüccarlar ile Yahudi cemaatleri yaşıyordu. Ticaretin kalbi bu bölgelerde atıyor, çok sayıda depo, dükkân ve ev dar kıyı şeridinde yer alıyordu.

Buna karşılık, Marmara Denizi’ne bakan yamaçlarda ve kentin doğu tarafında, yani antik yarımadanın merkezi bölgelerinde nüfus oldukça azalmıştı. Bu alanlar büyük oranda boşalmış, terk edilmiş ya da tarım alanı olarak kullanılmaya başlamıştı. Kentin büyük kısmı plansız biçimde yerleşmiş mahallelerden, özellikle manastırların çevresinde kümelenen küçük topluluklardan oluşuyordu Palaiologoslar Döneminde Çöküş ve Umutsuz Direniş.

Yabancıların Gözünden Konstantinopolis

Konstantinopolis’in bu dönemdeki halini en iyi şekilde, kente gelen yabancı gezginlerin gözlemlerinden öğreniyoruz. 15. yüzyılda şehri ziyaret edenlerin çoğu, yıkılmış yapılardan, harabe durumundaki kilise ve evlerden, boş sokaklardan ve halkın yoksulluğundan bahseder.

1400’lerin başında kente gelen İspanyol elçi Ruy Gonzales de Clavijo, pek çok kilise, manastır ve evin harap durumda olduğunu yazmıştır. Ona göre, şehrin en kalabalık bölgesi Haliç kıyılarındaki ticaret bölgesi idi. Burada dar alana sıkışmış evler, dükkânlar ve depolar bulunuyordu.

Yine aynı yüzyılda Konstantinopolis’e gelen Floransalı gezgin Christoforo Buondelmonti, şehirdeki eski büyük su sarnıçlarının artık kullanılmadığını, zamanla tahrip olduğunu ve halkın bu alanları bahçeye dönüştürdüğünü belirtmiştir. Bu detay, Bizans başkentinin nasıl zamanla kırsal nitelikler taşıyan bir yerleşime dönüştüğünü göstermektedir.

Zamanla Unutulan Görkem

Tüm bu bilgiler, Konstantinopolis’in son yüzyılında görkemli bir başkentten yorgun bir şehir kalıntısına nasıl dönüştüğünü gözler önüne serer. Kentin imarı hem ekonomik hem de sosyal koşullar nedeniyle mümkün olamamış, zamanla kaderine terk edilmiş bir metropol hâline gelmiştir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz